Amerika Birleşik Devletleri’nde lisans ya da lisans üstü eğitim almaya gelen uluslararası öğrencilerin yüzde yirmisi işletme, iktisat gibi finansal programlarda okumaktadır. Dünya genelinde de zaten hemen her üniversite işletme ve iktisat fakülteleriyle açılır. Hem ihtiyaç hem de bir mimarlık ya da mühendislik fakültesi açmaya nazaran çok daha kolay olduğundan Türkiye’de de her üniversitede yüzlerce öğrenci bu alanlarda okumakta ve mezun olmaktadır. Meslek edinme açısından da epey geniş alternatifler sunar bu bölümler. Parayla ilgili konular zaten her zaman revaçtadır.

Öncelikle işin biraz felsefesini yapalım. Dediğim gibi Türkiye’de her üniversitede işletme, iktisat, ekonometri, uluslararası ticaret, vb. bölümler bulunuyor. Bu bölümler isim olarak farklılık gösterseler de öğrenci mezun olduktan sonra diğer bölüm arkadaşlarıyla aynı alanda meslek sahibi olmak için yarışacaktır. Finans sektörü de diyebiliriz kısaca bu alana. Bunun da ötesinde bu bölümlerle alakası olmayan mezunlar bile finans alanında boy gösterebilir ve esas mezunlara rakip olabilirler.

Demek istediğim aslında basit. Her sene binlerce öğrenci bu bahsettiğim bölümlerden mezun oluyor. Evet iş alanı geniş ama sizi farklı kılacak bir şeyler olmalı ki tercih edilseniz? Mesela Türkiye’de çok iyi bir okuldan mezun olmak. Evet sizi biraz farklı kılacaktır. İyi bir yabancı dil becerisi. Belki ikincisi bir yabancı dil. Gerçi Türkiye’de dil öğrenimi de bir yere kadar gidiyor. Rahat bir dil kabiliyeti için de zaten yurtdışı tecrübesi şart. İngilizceyle alakalı yazdığım yazıya bakarsınız dahası için.

Binlerce mezun arasında farklı olmak gerekiyor özet olarak. Bunun için de yurtdışı eğitimi sizi o binlerce mezun arasından en ön sıralara taşımaya yetecektir. Yazının başında da dediğim gibi Amerika Birleşik Devletleri’ne gelen öğrencilerin beste biri finans meseleleriyle alakalı alanlarda lisans ya da lisans üstü eğitim alıyorlar. Bu yüzde yirmilik dilimin de büyük çoğunluğu Master of Business Administration (MBA) programlarına devam ediyor. Bu programlar biraz da piyasaya yönelik oluyor aslında. Yani öğrenciyken sınıf arkadaşlarınızın belki hepsi bir şirkette yönetici ya da idareci olacaktır. Teori ve pratik iç içedir diyebilirim. Öğretim üyeleri de aynı zamanda öğrenci gibi yeni tecrübeleri dinlemekte ve öğrenmekte. Ticaretin ve paranın merkezi olan bir ülkede finansal meselelerin eğitiminin de ne kadar üst seviyeden olduğunu tahmin edersiniz. Ama şunu da unutmayın size mucizevi formüllerle ayda binlerce dolar kazanmayı da öğretmeyecekler. Bir MBA derecesi size önce bir hayat tecrübesi olacaktır. Ticaret ve iş hayatı yerinde öğrenilir. İngilizceniz de ona göre çok ciddi gelişecektir. Finansal anlamda inovasyon ve diğer her türlü gelişmenin ilk yaşandığı ülke olarak da şanslı sayılacaksınız.

Gelelim teknik meselelere. MBA programları hemen hemen her üniversitede mevcuttur demiştim. Bu lisans üstü programında da genelde otuz altı kredi tamamlamanızı isterler. Bazı dersler zorunlu bazı dersler seçmeli. Bir ders üç kredi olur genelde. On iki ders alırsınız ve bir dönemde üç ders almanızı beklerler. Zaten daha azını alamazsınız. Belki dört dersi de kaldırırsınız ama genelde öğrenciler üç ders almayı tercih ederler. Bazı durumlarda altı kredilik tez yazmanızı da isteyebilirler. Okuldan okula değişir. Yine bazı MBA programları kırk sekiz ya da daha fazla kredi tamamlamanızı isteyebilirler. Genelde iyi okullar böyle bir zorunluluk getirir. Kabul için gerekli sınavların içinde bazen GRE ve GMAT gibi sınavlar da olabilir. Yani sadece dil sınavlarıyla iş bitmeyebiliyor. Dil sınavlarından almanızı bekledikleri taban puanlar gibi bir taban puan beklemezler ama genelde bu GRE ve GMAT sınavlarında. Dediğim gibi her okul da istemiyor. Niyet mektubu, referans mektupları, transkriptleriniz, vb. evraklarla başvurunuzu yapmanız gerekir.

Burs imkânları sınırlı ama imkânsız değildir. Kredi başına fiyat uygulaması yapılır ve kredi başı fiyatlar genelde 600-1200 USD arası değişir. Asistanlık imkânları az da olsa mevcuttur.

Peki bu eğitim için bu kadar masrafa değer mi? Kesinlikle değer. Alacağınız eğitim ve edineceğiniz vizyon ömrünüz boyunca sizinle beraber olacaktır diyebilirim. Maddi olarak getirisi de çok farklı boyutlarda olur inanın. Uluslararası şirketlerin tercihi sizden yana olur ve rahat bir İngilizceyle mesleğinizde hızlı yükselirsiniz. Çok farklı kapılar açılır. Bu konuda tereddüttünüz olmasın. İşin prestij boyutu da unutulmamalı. Aynı ya da benzer bölüm mezunları arasında iyi bir İngilizce becerisiyle yurtdışı eğitim tecrübesine sahip olmak saygınlığınızı arttıracaktır.

Tabi unutmayın MBA programlarının (ve türevlerinin) konsantrasyon alanları da mevcuttur. Yani tek düze bir eğitim almayacaksınız. Uzmanlık alanı diyebiliriz. Sizler için seçtiğim bazı programların başlıklarını paylaşayım. İyi bir başvuruyla kaliteli okullardan kabul almak için danışmanlık alın. Have fun!

MBA in Executive Management and Entrepreneurship

Master of Science in Finance

MBA in Taxation

MBA in Marketing

Master of Science in Travel and Tourism

Master of Financial Risk Management

MBA in Healthcare Management

MBA in Project Management

MBA in Human Resource Management

Telif Hakkı ©

USA International Education Consulting LLC tarafından tüm hakları saklıdır. Bu yayının hiçbir kısmı, yayıncının önceden yazılı izni alınmadan, fotokopi, kayıt veya diğer elektronik veya mekanik yöntemler dahil, hiçbir şekilde çoğaltılamaz, dağıtılamaz veya iletilemez (kritik incelemeler ve telif hakkı yasasıyla izin verilen diğer ticari olmayan kullanımlar hariç). İzin talepleri için info@usaintermationaleducation.com adresine yazabilirsiniz.